Monday, December 04, 2006

Bilinmeyenli Denklemler İçinde...

Ruhumu bıraktım denize
Maviliğinden renk alsın,
Dalgaları ile coşsun diye...
Kalbimi bıraktım Dolunay a
Güzelliğine bürünsün,
Büyüsüne kapılsın diye...
Ellerimi bıraktım boşluğa...
Kaybolmasınlar evrenin büyüklüğünde istedim.
Gel gör ki bulamadım ruhum ve kalbim gibi bir sığınak onlara...
O yüzden yağmura açtım ellerimi dua ile...
Özlem ile...
Umut ile...
Ellerimi boşluktan çekip alacak...Ruhuma ve kalbime de daimi bir liman olacak...
Bilemediğim "sen"in hayalinle...

Sunday, November 12, 2006

bir çığlık var ruhumda Şebnem Ferah ile coşan...

Aylardan Kasım,yepyeni umutlarımızla beslenecek yeni yıla 1 ay kaldı...
...ve bu ay uzun bir aradan sonra keşfettiğim Şebnem Ferah*Kelimeler Yetse ile besliyorum ruhumu...
...
Daha İyi Olmaz mıydı
Çocukken Sahip Olduğum Kırmızı Rugan Ayakkabılar
Mayın Tarlası
...
sıralamamda yer alan parçalar...
Bu kişisel sıralamamın dışında bir tanesi var ki eminim dinleyen herkesin kendinde bir şeyler bulacağı muhteşem bir şarkı ,
Gözyaşlarımızın Tadı Aynı :

gördüğüm rüyanın etkisinden olsa gerek
garip bir hisle uyandım bu sabah
ya bugün o günse, hayatın son günüyse
içimi korku sardı bu sabah
sevdiğim şeyleri düşündüm sevdiğim insanları
gördüğüm ve görmediğim yerleri
son kez uyandıysam ve yapamadığım şeyler varsa
içimi korku sardı bu sabah
ya çok yalnızsam
ya da bomboşsam
zaten bıkmışsam
zamanı harcamışsam
sen, ben, o herkes aynı hikayede
başı ve sonu aynı gerisi farklı
bir yerden tutunduysak hayata
boşa geçirmemeli, bırakmamalı
derdimiz, yaramız acılarımız farklı olabilir
gözyaşlarımızın tadı aynı
değişik, çok başka gibi gözüken yaşamlar varsa da
pişmanlık herkes için acı olmalı
ya çok cahilsem
hiç sevmemişsem
cesur olmamışsam
zamanı harcamışsam
sen, ben, o herkes aynı hikayede
başı ve sonu aynı gerisi farklı
bir yerden tutunduysak hayata
boşa geçirmemeli, bırakmamalı

Wednesday, November 08, 2006

özlem dolu saçmalık***

Yıllar sonra gördüğüm ,daha önce farketmediğim birininin izinde ,özlemindeyim...
Merak içinde bekleyiş ;yeniden görebilme,yeni umutların doğacağı yeni keşifler yapabilme adına...belki de vazgeçmeli daha da yormadan kalbi...

Friday, November 03, 2006

Bostancı sahilinden...


İstanbul ve ben...3 sene öncesinden hiç beklemediğim bir anda karşıma çıkan bu foto beni alıp götürdü...İstanbul'u yaşadığım,duyumsadığım bir günmüş,sanırım...Şimdi ise şehrin karmaşasında ne çevremizdekileri ne kendimizi dinleyebiliyoruz...Hayatın kısırdöngüsüne kaptırmış gidiyoruz bir yerlere,savruk savruk...yolumuzu bulma umuduyla...

Wednesday, October 25, 2006

Bir başkaydı çocukluğumun bayramları...

Bir bayram geçti
Biraz yorgun ,sıkıntılı
Bir bayram geçti
Biraz uzak ,biraz yakın
Bir bayram geçti
Biraz hasret ,biraz vuslat
Bir bayram geçti
Sessiz ,sakin ,umutlu...
Bir bayram geçti
Her şeye rağmen mutluluk ,huzur ,sağlık temennilerinin alındığı
Dost seslerinin, aile sıcaklığının hissedildiği
Huzur dolu bir ayın bayramı bir senelik özleme bıraktı yine kendini...
...ve biz yine hazırladık ruhlarımızı karmaşaya...
huzuru her daim yakalamak umudu içimizde...bayram tadında...

Sunday, October 15, 2006

Güller ve Dudaklar

İlk Zuhal Olcay'dan dinlemiştim ben bu şarkıyı...Esas Bora Ayanoğlu'ndan dinlemek gerekirmiş.Ama bu gece yine Zuhal Olcay ile anlamlaştı ruhumda,sebebi ÜÇ NOKTA
Garip duygular içindeyim yine,özlemiş olduğum...Bir karmaşanın ortasında,kendi yarattığım...
Yine bana hüzün görünüyor sanki ,belki de hayat ters köşeye yatıracak hiç beklemediğim bir anda...Korkuyorum ,incinmekten,tekrar yıpranmaktan...Herşeye rağmen umudum kırar belki kafesimi...Kimbilir...Kalbim arsız bir çocuk hala...Sevgi arsızı!Artık sevmek ve sevilmek kardeş olsun istiyorum ruhumda...Zaman zaman zaman ,ve yine ÜÇ NOKTA

Saturday, October 07, 2006

İki Kova Bir Başak-olmuşlar/olacaklar koccaman bir YUMAK:)

Bettüş ve Ayşegül ,
İstanbul'un yeni armağanları... Ayşegülcük Bursa'dan yadigar gerçi ama kökler İstanbul'da artık :) Bir bakmışız dertli-tasalı işyeri muhabbetlerinde, bir bakmışız cumartesilerin kahkaha yumağı modunda Kadıköy hattında,biz olmuşuz,bütün olmuşuz...İlhan İrem dinlemişiz,sayısal oynamışız,Ayşegül'e gülmüşüz: )Eğleniyoruz yani biz ,bekliyoruz nerelere dağılacağız ,gelen gideni aratacak mı diye...her ne olursa olsun kendi adıma bildiğim bir şey var: bu iki güzellik hayatıma kattıkları anlam ile devam edecekler kalbimle yola... onlar istemese de :)


son söz ;
küçük ve sevimli Liman'da gösterdiğim "yakınlık" :
içimizdeki güvercinlerin
birbirlerine değiyor kanatları
(written by atanur)

gün gelecek,anlamsızlaşacak bu satırlar...

Yürüdük...Ağaçlı güzel yolda...Bekledik sıramızı.Hayalkırıklığıydı o gün.Sonra senelere taşındı bu hayalkırıklığı,kendi adıma tabi...Ortadan bölünmüş simidi gülen gözlerin ile sunuşun ,kalbimde yer edişin ve unutuluşun,unutulmak zorunda oluşun...Ben farketmeden her sokakta seni gözlüyorum,arayış dolu gözlerimle...hala...içimde bitmiş olduğunu söylüyorum kendime,gel gör ki işlemişsin ruhuma...unutamıyorum ,reddettiğim simidi,gözlerini,tüm kaçışlarıma inat samimiyetini...o yüzden herşeyin iyisini diliyorum senin için de...
bir nokta koymak adına.

Tuesday, August 29, 2006

vazgeçtim rüyalardan...(Ş.F-Yağmurlar)

yaz...sıcaklığı sarmışken her yanımızı,yağmur"lar" arındırdı ruhumuzu bugün...
gözlerim yağmurlarda...içime yağsın yağmurlar...
belki daha az korkarım ,daha az kızarım,daha az söylenirim...
daha çok sever ,daha çok gülerim...belki de ağlar...
yağmurlar gözyaşıma karışsın...her haliyle güzel yağmur,yağmurlar...
...ve ben artık sonbaharı gözlüyorum , hiç çıkamadığım mevsimi...tüm renk cümbüşüyle...
tüm sızısı ,tüm kalp ağrısı ve bunlara rağmen tüm güzelliğiyle...
yağmur...sonbahar...yalnız ben...yalnız insanlar...

Sunday, July 09, 2006

sessizliğin ardından...

Bir zaman geçti
Şehir değişikliği
Ruhum aynı,bedenim daha yorgun ya da dirençsiz
Kalbim...Hala ellerim kadar küçük değil,şarkıda dediği gibi...
Söyleyeceklerim gözyaşlarımda saklı,hep şarkılara sığınan ben'i işaret edercesine...
.
.
.
...en iyisi gelmişken Temmuz sıcağına,izleri 2006 yılına kazınacak bir iki şarkı daha ekleyeyim meşhur listeme :
MVÖ -Çocuklar ve Hayvanlar / ...beni alıp hayallere götürdüğü için bu kadar çok sevdim belki...
Redd-Prensesin Uykusuyum / "uykusuz, rüyasız, bana gelince hayat neden masalsız... bilmem" sözleri herşeyi özetliyor...

Sunday, March 19, 2006

Mart tınıları

Şubat ayını es geçtim de bu aya bir iki şarkı olsun istedim :
biri yenilerden, "hiçbir yüz güzel değil senin yüzünden" sözlerini içinde barındıran belki üstümüzden bir kuş geçer...
diğeri de geçende radyoda çalmasıyla kendini hatırlatan Alev Alev,elbette F.D.'den...

Saturday, February 25, 2006

Ankara'nın sevdirdikleri...

Soğuk gelmişti bana Ankara,
hiç düşünmemiştim tercihlerime eklemeyi 18 yaşın saflığı üzerimde...
İstanbuldu durağım ,yaşanacaklar...
...ve tabi şehrin yaşattıkları...
.
neyse...uzun lafın kısası bu geceki konserde zevkle dinledim Vega'nın Ankara'sını...
ben de izleri olmayan bu şehir , şarkısıyla ruhumu okşuyor adeta...
Ankara'nın sevenlerini düşündüm bir yandan da bu yazacaklarımla beraber...
...ve onlara ithaf ettim içimden bu güzel sözleri;
"..yağmur dönerken kara şarkılar var falımda,
hepsi sana bu gece ankara
yağmur dönerken kara
yine yol var falımda
ister özle...yok, istersen hiç hatırlama.." ,

Monday, February 13, 2006

şubat soğuğu

yalnızlık bir ömür...
...ömür ,bir yalnızlık...
yalnız ben ,ben yalnız...
şubat soğuk
14üne bir gün kala daha da soğuk
ıssız...
dışarıda kar.diliyorum, içim ruhum buz tutsun diye...
ama zor...
gözümüzün içine sokulan bir kültürün yılgınlığı üzerimde...
sevgilisizlik mi sevgisizlik mi bizi öldüren
cevap içimizde sanırım ,kimbilir ...?

Friday, February 10, 2006

...spirit carries on...

yağmurlar...çiselerken usul usul ,tepeden tırnağa ıslattılar sırılsıklam...ve ben yokuşu tırmanırken bu akşam, aklımda binbir düşünce, İlhanİrem eşlik etti ruhuma :ıslak,yorgun,tutkulu...ben hala "konuşamıyorum"...
gözlerim...onlar da yorgun,umutlu ama hüzün saklı her daim.
...herşeye rağmen...yağmur güzel...saf...arındırıcı...

Sunday, January 29, 2006

26 biterken...


sıradan günün
güzel sürpriziydin sen
geceme renk katan
dolmuşla eve dönerken,
yüzümdeki tebessüme kaynak olan
soğuk gecenin iç ısıtanı
doğumgünü çocuğunu en çok şımartanı
güzel insana teşekkürlerimle...

Monday, January 23, 2006

"kalbim susmuşlar yeri-kuşlar korkup kaçmıyorlar..."

bir "Beni Unutma" vardı Sezen'den...
şimdi bir tane daha var;
sevgili Düzağaç'tan
insan nasıl duygularla yazar böyle sözleri bilemiyorum
gerçekten vurucu...
.
...ve ben Ocak ayı hanesine bir de bu şarkıyı ekliyorum
sebepleri kalbimde saklıdır...

Sunday, January 22, 2006

Bugüne dair...

güzel bir geceydi...paylaşmak ve gülmek ruhu güçlendiriyor,sevmenin bir parçası olarak...bu yüzden sana teşekkürüm! (Sen kendini biliyosun :)
Türkü bar mı diye diye gittiğim "zelig bar"da aklımda kalan en vurucu şey,duvardaki "Kurt Cobain" posteri idi...
Tam olarak doğru olmasa da "He blew his brain out with one shut gun" gibi birşey yazıyordu posterin altında.Fena halde takıldım buna ,belki de ortama ayak uyduramamanın verdiği sıkıntıyla...Böyle birşey işte hayat;
bir anda nefesin kesiliveriyor ...öyle ya da böyle...
Sanırım bize onu hakedişimiz doğrultusunda yaşamak düşüyor...öyle ya da böyle!
Sıramızı bekleyerek...

Friday, January 20, 2006

ÇeLiŞkİ

Gitmek mi zor kalmak mı
Sevmek mi sevilmek mi
Yolun sonunu göremeden kararlar almanın ağırlığı
Ruhun ve bedenin yorgunluğu ile birleşiyor...
ve aslında biz her yeni günü dünün kafiyesi şeklinde yaşıyoruz...
sessiz,sakin görüntümüzün içinde gidip gelen dalgalar ve değişik umutlarımızla...

Saturday, January 14, 2006

Minik Serçe

Kalbimdeki ince sızının bu geceki sesi...bir ışık,bir çift anlamlı göz kaküllerinin ardından içime işleyen...tabi ki kelimeler anlamsız ,yetersiz Sezen Aksu için...Bu gece ruhumu aydınlatan (bkz.Beyaz Show) ... insan! (boşluk için en iyisini bulamadım)
Yüreğin yüreğimde ebedi...
Seninle büyümek gerçekten güzel...

Thursday, January 12, 2006

Gece,msn ve cadaloz :)

Hayaller gerçek olsa dileğimiz
Sonra bu gerçeklerin kabusa dönüşmemesi
Hayat garip bir kısırdöngü
Hala daha gizemini koruyan,tüm çelişkileri ile beraber...
Gülerken ağlayıp,ağlarken gülmemiz de bundan olsa gerek

Şimdi susmalı ve dinlemeli 'Hayat'
adlı parçayı...sonundaki yağmur sesinin verdiği huzura erişmek umuduyla...

Ve hayat herkes evindeyken
dur dedi artık
Ve hayat herşey yolundayken dur dedi artık
Ve hayat -ki canına tak etmişti-
sus dedi artık
Ve hayat

Wednesday, January 11, 2006

Şarkı tuttum kendime...

Ocak ayı,
kalbime kazınan şarkılar:

Vega - Elimde Değil
* Yalnızım,yalnızız,yalnızlıklar elimde değil...

her daim Sezen - Gidemem
*Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir...

Şebnem Ferah - Sana Bilmediğin Birşey Söyleyemem
* Ne kadar iyilik varsa hepimiz için, hepsini dileyip gerisine direniyorum...

Tuesday, January 10, 2006

Tatil üzerine

Anlamı yıllar geçtikçe değişen bir zaman dilimi tatil...Çocukken her gün gibi ,öğrenciyken pazar sendromu- dönem ödevleri için kurtarıcı- arkadaşlarla program-sinema fena olmaz hani...vs...üniversitede iken aile ile özlem giderme faslının baş kurtarıcısı...ve iş hayatı/dayanılmaz ortamdan kaçış ,kurtuluş...sınırlı bir zaman...dinlenme...bedenen daha çok,kafalar hep yorgun ne de olsa...ister istemez tatil sonrasını düşünmek bile yetiyor !
Herşeye rağmen tatiller güzel...İnsanlar mutlu çünkü;okuduğu kitaba daha bir şevkle sarılıyor,gazeteler iştahla ele alınıyor ,tüm satırlara hakkını vereceğini bilerek-boşuna mı diyoruz gazete keyfi diye- alınan yeni albüm zevkle dinleniyor ,sözlerini içine sindire sindire,kendini albüme yerleştire yerleştire...yemekler bile özenli oluyor, kahvaltı sofrasından başlayarak gün boyu süren ziyafet...
Gün geliyor tatil bitiyor,her güzel şey gibi...Özlemiş oluyorsun tatil öncesi hayatından bazı şeyleri,geri dönüyorsun aslında ama ilk birkaç gün tatil havası devam ediyor ya anlayamıyorsun gerçekleri,idrak edemiyor zihnin...SONRA dönüyorsun seni yıpratan hayatına,bitmek bilmeyen koşturmacalarına...Çocuk olmak istiyorsun bu noktada ,ama sen değil misin "her yaşın güzelliği ayrı" diyen...

İşte bu noktada hesaplaşıyorum kendimle;ben tatil öncesini ve sonrasını aynı yaşamak istiyorum,çocuklar gibi...ve burada çelişiyorum yaş ve güzelliğin aynı cümlede buluştuğu düşünce(m) ile...
Çocukluğa en çok tatillerde özeniyorum çünkü
...

Mutluluk


Çeşitli tarifi var mutluluğun...Hayatımdan bir mutluluk paylaşayım bu gece:daha önce de yazmıştım ;bazılarının bildiği yerlerde...Gülünce kısılan gözleri var bir dostun,yüzümdeki kocaman gülümsemelerin kaynağı...İşte orada buluyorum mutluluğu tüm içtenliğiyle...kelimeler tanıdık mı ? bilmeyenler için olsun özgem..:)

uzayıp gidecek bu tarifler ...zamanla...

Monday, January 09, 2006

Nida'ya...


Geciktirmemek gerek istekleri;kaç günlük ömrümüz var bilmiyoruz ki...İşte bu satırlar senin için,sadece sen,sevdiğin sen:) Kahkahanın belki de en çok yakıştığı ,şen şakrak insan.Derinlerde bir yerlerde ayrı bir potansiyel olduğunu düşünüyorum, duyguların gizli olduğu...Belki de "kova"lığımızdan dolayı hissediyorum bazı güzellikleri...bilemiyorum,sadece his dedim ya...bak bir dileğim var,zaman ne gösterir bilinmez,hani bugün çıkışta konuştuk ya buradan çıkınca kim kimi arar diye...biz arayalım birbirimizi olur mu?çünkü ben sana pek bi alıştım..:) en son bir şarkı ithaf edeyim sana : sen başkasın ! ( ne de olsa mükemmel insansın değil mi ama :)

Sunday, January 08, 2006

Yollar

...kesiştirmek gerek yolları.O zaman hatıralar da canlanıyor yüzümüze yansıyan gülümsemeyle...Bugün üniversiteden bir can gördüm-mimik şampiyonum o benim...ve Bursa'da kesiştirdi yolumuzu."geçiyordum uğradım" değildi bu."geçeceğim ,seni görmek istiyorum"du...Mutluluk bu oldu benim için;içime işleyen sıcak insanın varlığını hissetmek yanıbaşımda...Şunu anladım bir de...zamana inat unutmamak gerek güzellikleri,sevdiklerimizi.Kimi bir telefon,kimi bir mektup -çağımızda e-mail- ...ama en güzeli kucaklaşmak sevgi dolu,özlemle...o yüzden dedim ya yollar kesişmeli,kesiştirilmeli bir şekilde- öyle ya da böyle...isteyince oluyor(muş) bunu öğrendim...ben yapacağım ,size de tavsiye ederim.bünyeye ve ruha iyi geliyor...

Thursday, January 05, 2006

Teğet / Yılmaz Odabaşı

Herkes kırılamaz
bazen ipince dal olmak gerekir
kırılmak için

Ama dünya kütüklerin...
ağlayamaz herkes
ağlayabilecek kadar büyümek gerekir

Dünya ise küçüklerin...
sevemez herkes
bir orman olmak gerekir sevmek için

Bak ki dünya çöllerin...
Ve vakur bir damla olmak
dalga için
katılmak okyanusa aşk için, isyan için!

...

Bir başağrısı,bir yorgunluk...Neslimiz erken tükeniyor-ruhen ve bedenen!Annelerimiz ,babalarımız ne kadar başarılıymış bizi yetiştirmekte...Bizse işten dışarı atmakla kendimizi rahatlamış hissediyoruz stres dolu günün ardından.Trafikle olduğu gibi kendimizle de başa çıkabileceğimizi sanıyoruz,çocukça...Bilmiyoruz daha hayatın ağırlığını ,düşünebiliyoruz ama hissedemiyoruz-iş boyutu dışında-Yaşayarak öğreneceğiz herhalde...Güzellikleri de acıyı da...

Kalbim ellerim kadar küçük değil

"Bütün özgürler kadar yalnız ,bütün yalnızlar kadar özgür" yaşamımda ,hayal dünyamda büyüyorum...Kimbilir belki de küçülüyorumdur...Yine de bu çocuk kalbim izin vermiyor mucizelerden umudumu kesmeme,tüm ağrılarına rağmen...Arsızlık mı nankörlük mü bilemiyorum,ama aklımda kalan bir sözdeki gibi "Beklenen gün gelecekse ,çekilen çile kutsaldır..."